Kayıtlar

Ağustos, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

O ÖLDÜ MELENYA, İNTİHAR ETTİ

Resim
Bedenime yayılan bir sızı ve sıcaklık. Bu his tanıdıktı. Gözlerimi sakince araladığımda yatağımda değil de yerde olduğumu fark ettim. Yavaş hareketlerle yerden kalktım. Ağır bir şekilde yürümeye başladığımda telefonumun titrediğini hissettim ama pek umursamadım. Bu yüzden telefonumu almadan odamdan çıktım. Tanıdık evimde göz gezdirirken; yere yığılmış kıyafetler, boş hamburger kutuları ve makyaj malzemeleri ile karşılaştım. Aralara yığılmış bir yığın kitap ve mahkeme ile ilgili evraklar... Günlerden pazartesiydi ama pek işe gidesim yoktu. Bu yüzden işe gitmemeye karar verdim. Tek yapmam gereken asistanımı arayıp haber vermekti lakin onu bile yapacak havamda değildim. Bu yüzden aramamaya karar verdim. Pencerelerimi sonunda kadar açtıktan hemen sonra odaya yayılan soğuk hava, tüylerimin diken diken olmasına izin verdi. Bu his hoşuma gidiyordu. Bu his bana sevdiğim her şeyi hatırlatıyordu. Heyecan, tutuku ve acı. Evet acı.  Acı çekmeyi seviyordum. Hayır mazoşistliğimden değil. S

SANA BİR ŞİİR DENEMESİ

Resim
Yıldızlı bir gecede, ay yokken sordum  İçimdeki ruhuna Benden başka birini sevdin mi?  Böyle güzel sevdin mi?  Düşünceler beynimi kemirdi  “ Sevmiştir. ” dedi melek “ Neden sevsin ki? ” dedi şeytan.  “ Sevmemiştir. ” diye ekledi ölüm.  “Sevseydi zaten senin olmazdı ruhu.” dedi kedi.  Rüzgarın kol gezdiği  Umutların yok olduğu gün inandım şeytana, ölüme ve kedime.  Ama bir yanım diyordu ki  “Sevse ne fark eder?”  Gözümden akan yaşı silerken sordum Sana Sustun ebediyen  Cevap vermedin  Ve beni kırmızı gökyüzünde  melekle baş başa bıraktın 

PAPATYALAR

Resim
Elindeki sarı papatyaya masmavi gözlerini dikmiş bakıyordu. Ara sıra kıvrımlı burnunu yaklaştırıyor ve kokluyordu. Sarı güneş ışığı saçlarına vuruyor ve turuncu saçları tarif edilemeyecek kadar bir güzelliğe bürünüyordu.  Karşısındaki adam hayran bir şekilde ona bakıyordu. Gördüğü ve yaşadığı anı aklında tutmak istiyordu. Asla ama asla unutmamak istiyordu.  “Bazen keşke bana bakmasaydın ve sana aşık olmasaydım diyordum. Şu an ise bu anın kıymetini anlıyorum.”  Genç adamın dudaklarından dökülen kelimeler, genç kızın gülümseyen yüzüne sert bir tokat etkisi yarattı. Gülümsemesi anında yüzünde donarken kafasını kaldırıp gülümseyen adama baktı.  “Bu da ne demek?”  Güneş yavaş yavaş dağların arasına gizleniyor ve ay parlaklığını ortaya koyuyordu. Yıldızlar biraz sonra gözükeceklerdi.  “Ben sadece seni seviyorum ama bazı zamanlar seni severken canım yanıyor.”  Genç kızın kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı ve minik dudakları aralandı.  “Ben mi sebep oluyorum